Büyük Hun İmparatorluğu (M.Ö. 350 - M.S. 48)

Büyük Hun İmparatorluğu ya da Asya Hun İmparatorluğu

MÖ 220'de yaşamış eski Türkçede Kun, ÇinceHiung-nu, batı dillerinde Hun adıyla geçen Türk devleti.

Hun İmparatorluğu'nu Türk boyları kurmuş, yönetmiş; Türk kültürü devlete şeklini vermiştir.


Hiung-nu adına ilk olarak MÖ 318 yılında Çin ile yapılan Kuzey Şansi Savaşı'nda ve bunun sonucunda yapılan anlaşmada rastlanmaktadır. Hiung-nulargünümüzün Moğolistan bölgesinde; Çin'in kuzeybatısında yaşamlarını sürdürmekteydiler. Bilinen ilk imparatorları Teoman'dır. En büyük imparatorları ise,Mete'dir. Çinliler önüne geçemedikleri Hiung-nu'ların saldırılarının ardından MÖ 214 yılında Çin Seddi'ni inşa etmek zorunda kalmıştır. Bu yapı günümüzde halen bir dünya harikası olarak kabul edilmektedir. Ming Hanedanı döneminde de yenilenen büyük duvarın birçok kısmı sağlamlığı ile günümüzde hala ayakta kalmıştır. Doğu Hiung-nular en parlak dönemini Mete zamanında yaşamıştır.
Kuruluşu hakkında kesin bilgiler yoktur. MÖ 220 yılında Teoman tarafından kurulduğu kabul edilir. Teoman'dan sonra devleti büyük bir imparatorluk haline getiren Mete'dir. Mete, İpek Yolu'na egemen olmak için Çin ile savaşmıştır. MÖ 200 yıllarında Çin'i yenilgiye uğratarak vergiye bağlamıştır. MÖ 187 yılında başında Ka-o-ti'nin bulunduğu Çin İmparatorluk Ordusu'nu, Pa-i-Teng Seferi'nde on tümenden oluşan (yüz bin kişiye tekabül eder) disiplinli ve düzenli ordusuyla yenilgiye uğratmıştır. Bu Çin ordusunun sayısının bazı kaynaklarda iki yüz bin bazı kaynaklarda ise otuz beş tümen yani üç yüz elli bin olduğu yazmaktadır. Mete devrinde SibiryaÇin DeniziJapon Denizi ve Hazar Denizi arasında kalan tüm topraklara hakim olunmuştur.
Mete'nin Çin'i topraklarına bağlamayıp, vergi almak suretiyle yönetmesi sebebi, Çin yerleşik hayatı ve siyasi etkisinden uzak durma olarak yorumlanır. Bunun yanında Çin'in kalabalık nüfusu altında Hunluk özelliklerini kaybetmek istememiştir.

Batı ve Doğu Hun Devleti

Mete'nin ölümünden sonra bir süre daha gücünü koruyan devlet, Çinli prenseslerle evlenme geleneği ile Çinli prenseslerin casusluk faaliyetleri, Hun boyları arasındaki iktidar kavgaları, Çin'in İpek Yolu üzerinde gittikçe siyasi nüfuzunu arttırması gibi nedenlerle MÖ 46 yılında Doğu Hiung-nu ve Batı Hiung-nuolmak üzere ikiye ayrıldı. Bu ikiye ayrılışın nedenlerinden birisi de Büyük Hun İmparatorluğu'nun başında bulunan Ho-han-ye'nin ekonomik sıkıntıları da neden göstererek Çin egemenliğine girmek istemesidir ki, bu düşünceyi kardeşi ÇİÇİ, "atalarına saygısızlık" olarak kabul edip esaret altına girmeyi reddetmiştir.

Bu sebeple bir kısmı, şimdiki Batı Türkistan yöresine çekilerek yönetimden ayrılmışlardır ve Çiçi yönetiminde Talas'ın batısına egemen olmuşlardır. Batı Hiung-nu'nun başında bulunan Çiçi'nin Çin'e karşı verdiği mücadelede kısa bir süre sonra başarısız olduğu görülmüştür. Zira Çiçi, Çin ile mücadelede eski Hun savaş taktiklerini bırakarak bir şehir kurup burayı kale haline getirerek savunma savaşı yapmayı yeğlemiştir. Bu kendisinin birinci hatasıdır. Yenilgisinde etkili olan diğer hata ise emri altında bulunan askerlere çok sert davranmasıdır.

Doğu Hiung-nu ise, Ho-Han-ye yönetiminde Talas'ın doğusunda Büyük Hun İmparatorluğu'nun asıl mirasçıları olarak M.S 48 yılına kadar hüküm sürmüştür. Çin'in siyasi hareketleri sonucu, MS 48 yılında Doğu Hiung-nu bölünme sürecine girmişlerdir. Nihayetinde Güney ve Kuzey Hiung-nu olmak üzere ikiye ayrılmışlardır. Kuzey Hiung-nu tanhu Pi yönetiminde Moğol ve Sibirya stepleri çevresinde 156 yılına kadar devam etmiştir. Güney Hiung-nu ise, Panhuyönetiminde Uygur havzasında ve Çin'e yakın bölgelerde 216 yılına kadar devam etmiştir.

Doğu Hiung-nu'nun kuzey ve güney olarak ikiye ayrılmasının sebebi; Panhu yönetimindeki Hiung-nu'ların Çin'in siyasi üstünlüğünü kabul etmesine rağmen, yeğeni Pi yönetimindeki Kuzey Hiung-nular'ın Çin üstünlüğünü kabul etmeyişidir.


Kültür




Hiung-nular kendi belgelerini bırakmadığı için arkeolojik deliller dışında Çin kaynaklarına bakılmaktan başka çare yoktur. Hiung-nular'ın özelliklerinden birkaç örnek:

  • Reisi vefat edince, yerine oturan oğlunun kendi anası dışındaki babasının kadınlarını alması.
Ancak bu özellikler sadece Hiung-nular değil, diğer göçebe kabileler için de geçerlidir. Ayrıca bunların Çin medeniyetinin ahlak anlayışı ve mantığına aykırı olduğu için Çin kaynaklarında Hiung-nular'ın gelenek ve göreneklerinden bahsedilirken eleştiri içerikli cümleler kullanılmıştır.
Hiung-nu'ların dini, Şamanizm ve Tengricilik olup, yılda üç kez büyük ayinî bayram düzenleniyordu.

Arkeolojik kazıların sonucuyla Hiung-nular'ın başkentinin Ulan Batur'un kuzeyinde bulunan Noin-Ula Kurganı'nında olduğu saptanmıştır.Kurganlarından kazılan Hiung-nular'ın giysilerinde eski Türk kültürünün etkisi tespit edilmiştir

Devlet Yönetimi 

Çin kaynaklarında Hun (Hiung-nu) devletinin yöneticileri Tanhu (Şanyu) olarak anılmaktadır. Bu kelimenin kumandankağanhan ya da imparator gibi bir anlamı olduğu tahmin edilir.

Tanhu sözcüğü bir unvan olarak "sonsuz genişlik" anlamına gelmektedir. Hükümdarlık da kut anlayışı egemendi. Hükümdarlığın tanrıdan geldiği görüşü vardı. Ülke, töre hükümlerine göre yönetilirdi. Tanhunun görevi; ülkede dirliği sağlamak, adaleti gerçekleştirmek, orduyu komuta etmek, meclisi yönetmek olarak sıralanabilir.Hükümdarın eşine "ka-tun" (hatun) denirdi ve hatun yönetimde söz sahibiydi. Hükümdarlık babadan oğula geçmektedir. Ülke oğullar arasında doğu, batı ve merkez olarak miras bırakılmaktaydı. DoğuGüneş'in doğduğu yön olması dolayısıyla Türkler'de kutsal görülürdü ve ülkenin doğusunu yönetmek üstünlük belirtisiydi. Ülkenin batısını yöneten tanhu doğudaki tanhuya bağlı idi.

Ordu


  • Ordu ücretli değildi.
  • Ordunun temeli atlı askerlere dayanırdı.
  • Ordu tümen sistemine göre teşkilatlanmıştır. (Onluk sisteme göre)
  • Kullanılan savaş araçları ok ve yaydı. Yakın dövüşte kılıç ve kargı kullanılırdı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder